“Ey İnsanlar!
Allah hiçbir şeye muhtaç değildir.
Dilerse sizi yok edip
yerinize başka toplumlar getirir.
Buna kesinlikle gücü yeter!"
Dünyadaki bütün güçlü odaklar bir araya gelse
“bir sinek bile yaratamazlar” diyordu Rabbimiz,
bir önceki yazımızda konu ettiğimiz Hac 73 âyetinde...
Kâinattaki her şeyi yaratma vasfına sahip olması
O’ndan başka hiçbir varlığın yaratıcı gücü bulunmaması,
O’na “bir ve tek ilâh” olma özelliği kazandırıyor ki,
bunu başka hiçbir dilde karşılığı olmayan
“Allah” kelimesiyle ifade ediyoruz.
Bu kelime Kur’ân-ı Kerim’de yaratıcımızın
bizzat kendisine verdiği addır, ilâh’dan çok farklıdır.
İlâh çok sayıda olabilir, insanî özellikler taşıyabilir.
Ama Allah, eşi, benzeri, dengi bulunmayan bir varlıktır.
Doğmamıştır, doğurulmamıştır. İlâhlığında, otoritesinde,
mülkünde, tasarruflarında ortağı yoktur.
Artmayan, eksilmeyen, ayrıştırılmayan,
bileşik olmayan; ezeli ve ebedi kavrayan;
bütün varlıkların hayatını ve mevcudiyetini
kendisine borçlu oldukları, dolayısıyla
hep muhtac olunan, ama hiç bir şeye
ihtiyacı olmayan; yaptıklarında boşluk bırakmayan,
varlık âlemini ayakta tutan; kâinatın aslî düzenini
elinde bulunduran yüce gerçek ve asıl yaratıcı,
koruyucu, sığınılan, güvenilen bâki kudret...
Yaratıcımız olduğunu bildiğimiz ve inandığımız,
daha saymakla bitmeyecek sıfatlara sahip mevlâmızın
bizi çıkmaza sürükleyen yollardan uzaklaştırmak için
yaptığı uyarılarını, bu âyet, bir adım daha ötesini
hatırlatarak devam ediyor.
İnsan kendisini ne kadar güçlü kabul etse de
tek başına yaşaması bile mümkün değil.
Mutlaka bir şeylere ihtiyacı olan bir varlık.
Allah ise hiçbir şeye muhtaç değil.
Bu inanılmaz kudreti, O'nun her zaman
ve her yerde şükre ve övgüye lâyık
tek varlık olduğuna işaret ediyor.
Bu bağlamda Rabbimiz bize öncelikle,
bizi nasıl yarattığını anlattı,
sorumluluğumuzun bilincinde olmamızı hatırlattı,
bize verdiği nimetlere ve rızıklara işaret ederek
sadece kendisine kulluk etmemiz gerektiğini,
zaten başka tapılacak ilâh olmadığını,
o ilâh diye geçinenlerin topu bir araya gelse,
bir sinek bile yaratamayacaklarını
hepimizin anlayacağı şekilde açıkladı.
Şimdi bir başka noktaya dikkatimizi çekiyor.
Farkındaysanız, sürekli bizi düşündürerek,
aklımızı kullandırarak, kendi kararımızı
kendimiz verecek şekilde yönlendirmeye çalışıyor.
Sonsuz özgürlüğümüzü kullanırken, yanlış bir şey
yapmamamız için bizi koruyacak sınırlar çiziyor.
Bazen kendimizden geçip çok güçlü olduğumuzu,
istersek her şeyi yapabileceğimizi sanıyoruz ya?
Aklımızdan böyle uçuk kaçık şeyler geçtiğinin
zaten farkında.. Ama bu sefer söylediği gerçekten
üzerinde dikkatle durulması gereken, dehşet verici,
aklı başında olan her insan için ürkütücü bir durum...
"İstersem sizi yok edip, yerinize yeni bir millet,
yeni bir kavim, yeni bir topluluk getirebilirim...
Ve bunu yapmak bana hiç de zor gelmez" diyor.
Yok canım, yapamaz öyle bir şey, diyebilir miyiz?
Bunu söylemeye fırsat vermemek için zaten önceden
bizi yarattığını, yoktan var ettiğini,
rızıklandırdığını, bunu sağlayacak başka ilâh
olmadığını, kendisini ilâh sananların bir sinek
yaratacak güce bile sahip olmadıklarını anlattı.
Öte yandan biz de geçmiş dönemlerde
çeşitli milletler yaşadığını, ancak hepsinin
yok olup gittiğini, bugün onlardan geriye sadece
medeniyetlerini gösteren eserler kaldığını,
onlara ait başka hiçbir emare bulunmadığını biliyoruz.
O halde bu dehşet verici uyarıyı yok saymak,
düşünen ve akıl sahibi bir insan olarak
ondan etkilenmemek ve sonucunu düşünüp de
tedbir almamak, gereğini yapmamak, gerçekten izahı
mümkün olmayan bir davranış!
Bir kere daha düşünüp gözden geçirmekte fayda var.
*****
Allah diğer varlıklara göre üstün nitelikte
“insan” olarak yarattığı herkese hitaben diyor ki;
EY İNSANLAR !
“Hepiniz var olmak ve varlığınızı devam ettirmek için
Allah’a muhtaçsınız, O’na ihtiyacı
olan sizlersiniz.
Allah ise hiçbir konuda, hiç kimseye,
hiçbir şeye muhtaç değildir.
Kendi kendine yetecek sonsuz zenginlik, güç ve kuvvet sahibidir.
Ve mutlak kemaliyle hep övgüye ve şükre
lâyık olan,
sadece
O’dur.
Allah dilerse, düzeninin yasaları içinde,
iradesinin tecellisine uygun olursa, yaptıklarınızdan ötürü
sizi yetersiz bulduğu, ya da cezalandırmak için,
yeryüzünden siler,
sizi yok eder ve yerinize yenilerini yaratır,
yeni bir toplum, yeni bir millet getirir.
Gerekirse yepyeni bir âlem, insanlığın yerine de
daha hayırlı mahlûklar yaratır.
Ve unutmayın ki,
bunu yapmak,
Allah için güç de değildir.
O’na hiçbir şey zor gelmez. Çünkü O,
“ol” der ve olur.”
( Fâtır sûresi 35 / 15-17 )
“Allah dilerse, eğer
O isterse sizi bir şekilde ânında
toptan yok eder, ortadan kaldırır, götürür
ve yerinize başka nesiller, başka kavimler,
başka toplumlar getirir. Hiç şüphe etmeyin ki,
Allah’ın gücü herzaman
kesinlikle buna yeter,
Hiç şüphesiz ki, O buna muktedirdir.”
( Nisâ sûresi 4 / 133 )
NOT :
Koyu renkle yazılan âyet meâli Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı
“Kur’an Yolu” Tefsirinden alınmıştır.
Açık renkle yazılarak kelimelerin ve cümlelerin genişletildiği bölümler,
bizim yorumumuz değil, okuyucunun daha iyi anlayabilmesi ve kavrayabilmesi için
diğer meal yazarlarının eserlerinden derlenen açıklamalardır.
Faydalı olması dileğiyle...