“Ey İnsanlar!
Sizi ve sizden öncekileri yaratan ve yaşatan
Rabbinize kulluk edin, O’na eş koşmayın!"

Müslümanlar olarak biz, kâinat adını verdiğimiz
bu sonsuzluk evrenini, bu evrende var olan
canlı cansız bütün varlıkları, karada, denizde,
havada yaşayan bütün hayvanları, bitkileri ve
insan dediğimiz akıllı varlıkları,
tek bir Tanrı’nın, Allah’ın yarattığına inanırız.

O öyle bir Tanrı’dır ki, ondan başka güvenilecek,
tapılacak, bağlanılacak, yardım istenecek,
kulluk yapılacak, teslim olunacak
hiçbir Tanrı yoktur ve onun adı ALLAH’tır.

İslâm’a giriş seremonisinin ilk şifresi,
bildiğiniz gibi “Lâ ilâhe illallah =
Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur”
cümlesini
inanarak, açıkça, samimi bir şekilde söylemek
ve söylediği sözü kalben doğrulayıp
İslâmî kuralları ve yaşayış tarzını
içtenlikle benimseyip uygulamaktır.

İşte bu bağlamda Allah, bütün insanlara
hitap eden bu âyette, başlangıcından
bugüne kadar bütün insanların yaratıcısı
olarak
yalnızca kendisine kulluk etmemizi emretmekte,
nedenini de açık açık anlatmaktadır.

Çünkü O hem yaratan, hem yaşatandır.
Türlü türlü nimetlerle bizi rızıklandırandır
ve O’ndan başka da hiçbir ilâh yoktur.

Bizi yoktan var eden, bize can veren, yaratan,
yaşatan bir Rabbimiz varken, sıradan kişilerden,
kurumlardan, kuruluşlardan medet ummak,

yardım beklemek, onlara kul köle olmak, taparcasına
onların emrine girmek, Allah’ın sadece bize verdiği
büyük nimet olan aklımızı kullanmadan,
insanlık onurumuzu inkâr edercesine, bilinçsizce
onların peşine takılmak, tam da âyette anlatıldığı gibi
göz göre göre Allah’a şirk koşmak,
O’nun ilâhlığına birilerini ortak etmek,
eş koşmak anlamına gelmez mi?


İslâm tek tanrı inancına sahip bir sistemdir.
Burada çok tanrılı bir sistemin eleştirisini
yapacak değiliz. Bir arabanın tek bir sürücüsü,
bir geminin tek bir kaptanı, bir uçağın tek bir pilotu,
bir şirketin tek bir ceosu, bir ülkenin tek bir
yöneticisi varken, kâinatın birçok tanrısı olması
akla uygun mu?.

“Lâ ilâhe illallah = Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur”
diyerek müslüman olduğumuza ve bu yüzden
tek bir yaratıcıya, eşi benzeri olmayan
tek bir Allah’a inandığımıza göre, başka bir tanrıyı
O’na ortak koşma şansımız da yok demektir.

Bildiğiniz gibi “çok tanrılı dinler” diye bir kavram var.
Allah işte bu âyetle onları uyarıyor
ve düşünmeye davet ediyor. “Sadece sizi yaratan
ve yaşatan Rabbinize kulluk edin”
buyururken,
yaratma ve yaşatma kabiliyeti olmayanlara
kulluk etmememiz gerektiğini anlatıyor değil mi?

Peki başka yaratan ve yaşatan tanrı var mı? Yok...

O halde adı sanı tanrı bile olsa, yaratma
ve yaşatma özelliği olmayan bir varlığa, hele hele
bizim gibi insan olmaktan başka özelliği olmayanlara
kulluk etmek, bel bağlamak, medet ummak,
yardım beklemek, tam olarak
Allah’a eş koşmak anlamına geliyor.

*****
Allah diğer varlıklara göre üstün nitelikte “insan” olarak yarattığı herkese hitaben diyor ki;
EY İNSANLAR !
“Sizi ve sizden önce var olan canlı cansız bütün varlıkları,
hayvanları, bitkileri yaratan, yarattığı şeyleri
en ince ayrıntısına kadar gayesine uygun şekilde
düzenleyip, yaşama kabiliyeti ve gücü veren, koruyan,
kontrol eden sahibinizi, Rabbinizi, ilâh olarak tanıyın,
candan müslümanlar olarak O’na bağlanın ve saygıyla
sadece Rabbinize kulluk ve ibadet edin.

Umulur ki, böyle yaptığınızda,
sorumluluğunuzun bilincine varır, Allah’a karşı
hata etmekten, dünyada ve âhirette insanı perişan eden
her türlü küfürden ve kötülükten sakınmış,
günahlardan arınıp, azaptan korunmuş olursunuz.

Emirlerine yapışıp, kulluk ve sorumluluk şuuruyla,
haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak
şahsiyetli davrandığınız, dinî ve sosyal görevlerinizin
bilincinde olduğunuz için de, O’nun himayesine mazhar olur,
takvaya, ruh olgunluğuna erersiniz.

Rabbiniz ve yaratıcınız olan O Allah, sizin yerleşmeniz,
rahat yaşamanız, menfaatiniz için yeryüzünü
tarıma elverişli ovalar, bağlar, bahçeler, iskâna
uygun araziler olarak üzerinde rahatça yaşayabileceğiniz,
dinlenebileceğiniz bir döşek gibi işlevli hale getirmiş,
gökyüzünü bir tavan şeklinde düzenleyerek âdeta
koruyucu bir kubbe gibi binâ inşa etmiştir.

Yağmur ve kar şeklinde gökten su indirmiş
ve yüksek dağların tepelerinde depolamıştır.
O su ile topraktan sizin için rızık olarak
çeşitli ürünler çıkarmıştır.
Yaratan ve rızıklandırma
gücüne sahip olan yalnızca O’dur. Bu eşsiz nimetleri
sağlayabilecek başka bir güç var mı?

O’nun, bir ve tek ilâh olduğu gerçeği ortada iken,
sanki eşi benzeri olmayan Allah’ın gücüyle
yarışabilecekmiş gibi, artık siz de çeşitli varlıkları,
putları, şahısları tanrılaştırarak, onların sizin için
rızık veremeyeceğini bile bile O’na eş tutmayın

O’ndan başka hiçbir otoritenin hükmüne boyun eğmeyin!
Birtakım sahte ilâhları, itaat edilecek mutlak otorite
kabul ederek veya geçici dünya değerlerini,
hayatın biricik ölçüsü hâline getirerek
Rabbinize ortaklar koşmayın!”
( Bakara sûresi 2 / 21-22 )

NOT :
Koyu renkle yazılan âyet meâli Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı
“Kur’an Yolu” Tefsirinden alınmıştır.
Açık renkle yazılarak kelimelerin ve cümlelerin genişletildiği bölümler,
bizim yorumumuz değil, okuyucunun daha iyi anlayabilmesi ve kavrayabilmesi için
diğer meal yazarlarının eserlerinden derlenen açıklamalardır.

Faydalı olması dileğiyle...